Albrecht Dürer, "Aziz Hieronymus Hücresinde" |
"Hücresine çekilmiş, iyiliği sayesinde en korkulan vahşi hayvanı bile sakinleştirmiş bir adam, köşesinde, sessizce, kimseye bulaşmadan işiyle uğraşıyor. Asıl çelişki burada işte: yazı işinin tüm münzeviliği, sessizliği, tam tersine kâğıdın üzerindeki, zihinlerdeki bir ses kalabalığını yaratmak amacını güdüyor aslında. O sessizliğin içinde gizlenmiş dev bir gürültü var: Hieronymus'un zihninde Hristiyanlık tarihinin tüm kavgaları, ikna çabası, efsaneleri, şiddeti, aşk hikâyeleri güldür güldür akıyor, kâğıda geçiyor. Bu sessiz gürültü bu odadan çıkacak, kopyalanacak, başka pek çok seslerin çıkmasına yol açacak; (...). Münzevi yazarın 'kimseye bulaşmadan' çalıştığı fikri yanıltıcı demek ki:Yazı yazmak, insanlara bulaşmamanın tam tersine, insanların doğrudan doğruya zihninin içine musallat olmak demek; yazan kişi okurun zihninde (belki birkaç saniye için, belki saatler, yıllar boyunca) konuşmaya, 'zihnindeki ses' olmaya talip oluyor." ** Armağan Ekici, "Yazarın münzeviliği: Basit Bir Es*", IAN.Edebiyat, Kasım 2015, sayı:14, s.14.
Her ay Ekici'nin yazısını okumak için aldığım IAN'i niyeyse hep ayın sonunda okumak nasip oluyor. Yazının devamını okumak için geç olmadan bir kitapçıya gidip gazeteyi alınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder