3 Mayıs 2017 Çarşamba

Cicero, "Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine"

Daha sık tutacağımı düşündüğüm Yazar-Okurun Defteri yazılarım maalesef tembelliğimin ağır basması yüzünden epey seyrek su üzerine çıkıyor.

*

Takip ediyor musunuz bilmiyorum ama İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Âli Yücel Klasikler serisi neredeyse her ay 2-3 kitap yayımlayarak büyümeye, serpilmeye devam ediyor. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca gibi dillerden yapılan çevirilerin yanı sıra Eski Yunanca ve Latince'den de hatırı sayılır eserleri Türkçe'ye kazandırmaya devam ediyorlar. Cengiz de Latince metinlerin çevirileriyle seriye destek veriyor. 

*

Geçtiğimiz ay, Cicero'nun Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine isimli kitabı yayınlandı. Metin Cicero'nun en rahat okunan eserlerinden biri (bir diğeri de belki Dostluk Üzerine'dir--Cengiz'e selam olsun, onu da bekliyoruz). 

Cicero yaşlılıkla ilgili düşüncelerini Yaşlı Cato'nun ağzından dinleyicilere sunuyor. Bunlar gerçekten Cato'nun görüşleri mi yoksa Cicero yalnızca onun ismini ve saygınlığını kullanarak kendi görüşlerini mi kaleme alıyor bilmiyoruz (ayrıntılı bilgi için bkz. "Sunuş", v-xvi). Metnin başında Cicero şöyle yazıyor: "Masalların saygınlığı az olur diye tüm sözü, Ciuslu Aristo'nun yaptığı gibi, Tithonus'a değil, yaşlı M. Cato'ya verdim, böylece konuşmanın daha büyük bir saygınlığı oldu" (4). Bu, Cicero'nun Cato'yu seçmesindeki niyetini de ortaya koyuyor diye düşünüyorum. Diyalog olarak başlayan eser daha çok Yaşlı Cato'nun monoloğuna dönüşüyor, öyle de tamamlanıyor. Cato'nun karşısında ise Laelius ile Scipio var.

Cato'nun içinde bulunduğu yaşlılık çağını rahatlıkla benimsediğini monolog boyunca görüyoruz. Öyle ki, sizi kitabın sonuna geldiğinizde ölümün o kadar da korkutucu bir şey olmadığını düşünür hale getiriyor. Yakın zamanda okuduğum, beni birçok konuda düşündüren bir kitap oldu, okumaya başlarken bunu beklemiyordum açıkçası, ismi "Yaşlılık Üzerine" olduğu için belki. Ama kitabı okuduktan sonra siz de göreceksiniz ki, düşünmeye başladığınız şey yalnızca yaşlılık olmayacak. Kitabı--yaşarsak--hepimizin bir şekilde yaşlılık çağına varacağımızı düşünerek yalnızca yaşlılara değil her yaştan insana öneriyorum.

*

Yayın haklarına takılmadan, "tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla kısa alıntılar" paylaşmak istiyorum:

"(...) felsefe ne kadar övülse azdır, felsefeye uyan biri ömründeki her çağı sıkıntısız geçirebilir." (4)
"(...) yaşlılığa karşı en uygun silahlar ilimler ve erdemlerin eyleme dökülmesidir." (7)
"Kişi kendini savunur, hakkını korur, kimseye boyun eğmez, son nefesine dek yakınlarına hükmederse yaşlılığı saygın olur." (20)
"Doğa ya da tanrı, insanı hiçbir şeyin daha üstün olmayacağı akılla donatmış; hiçbir şey bu tanrısal armağan ve bağışa haz kadar düşman değildir, zira şehvetin rehberliğindeyken ölçülülüğe yer kalmaz, erdem hazzın krallığında asla barınamaz." (21)
"Zira haz düşünceye engel, muhakemeye düşmandır, tabir yerindeyse aklın gözünü kör eder, erdemle takas edilebilir bir şey değildir." (22)

*

Marcus Cincius Alimentus, "Cincius yasası" (Lex Cincia) diye geçen yasayı teklif etmiştir; buna göre avukatlar dava açıldıktan sonra armağan ya da bağış alamayacaktır (19.dn). Bu yasa aklıma Bacon'ın durumunu getirdi: bir yandan hukuk kariyeri diğer yandan politik kariyeri devam ederken Bacon bir davacısının verdiği bağışı kabul ettiği gerekçesiyle dava edilir, suçlu bulunur, birkaç gün Londra Kulesi'nde yattıktan sonra bir daha kamu hayatında çalışamama cezası verilerek sarayın dışına çıkartılır. Hayatının son 5 yılını felsefe-bilim metinleri üretmekle geçirir. 

Eser bana klasik dünyadan bir ismi daha öğretti: Ennius. Maalesef Latin şiirinin babası sayılan bu isimden bihaberdim. Kendisinden günümüze kalan şeyler fragmanlar halinde, başka yazarların anlatıları içinde yer alıyor. 

Yaşlı Cato'ya göre yaşlılık rahatsızlık vermez, bilakis hoşa giden bir şeydir. Nasıl ki gençler akıllı yaşlılarla vakit geçirmeyi sever, yaşlılar da iti karakterleri gençlere öğüt vermeyi, bu öğütler sayesinde onları "erdemleri arzulamayı yönlendirmeyi" (15) isterler:
"Öyle ki, etrafı gençliğin öğrenme arzusuyla çevrilmiş yaşlılıktan daha tatlı ne var?" (17) 
Gençleri eğitmeyi, yetiştirmeyi, onlara görev üstlenme yükümlülüğü aşılamayı yaşlıların bir görevi olarak görür Yaşlı Cato, "bundan daha üstün bir iş olabilir mi?" (17)


Yaşlı Cato Pythagorasçı yöntemle hafızasını güçlü tutmayı talim ettiğini söylüyor: tüm gün yaptığı, işittiği, söylediği şeyleri geceleri aklından geçirmek. Günlük hayatımızda sıklıkla duyduğumuz bir laftır "Ben daha sabah/akşam ne yediğimi hatırlamıyorum," belki de Yaşlı Cato'nun bu öğüdüne şimdiden kulak asmak gelecek yıllarımızda bizi daha rahat ettirebilir. Yalnızca bedene yapılan yatırımın yeterli olmayacağını da söylüyor Cato, zihne yapılacak yatırım daha iyi ve saygın bir yaşlılık için iyi olacaktır. 


fotoğraf: mehmet çelik (erguvankalem.blogspot.com)


Kitabın bir yerinde bitkilere, çiftçiliğe ve bahçelere olan merakından/düşkünlüğünden bahsediyor Yaşlı Cato. Bu merak yaşlılıkta mı geliyor bilmiyorum ama tanıdığım birkaç insanın yaş aldıkça bahçeye, bitkilere ilgi beslediğini gözlemledim. Belki de monologunun başında dediği gibi "sonraki nesillere bir şeyler bırakmak" için yaşlılık çağında bitkilere ilgi göstermeye başlanıyor. 

Yaşlı Cato monologunun bir yerinde vardığı sonuçta şöyle diyor; "gençlikte temeli atılan yaşlılığı övdüm" (32). Bir çeşit kazanılmış olan saygınlıktan bahsediyor, birisinin yalnızca yaşlı olduğu için saygı gösterilmesinden ziyade, "son döneminde onurlu bir şekilde varılan bir ömür, saygınlığın nihai ürünü"nün (32) elde edilmesinden. Ne ekersen onu biçersin, gençliğini kaliteli bir şekilde geçirenlerin yaşlılıktan korkmasına gerek yok gibi. Zaten yaşlılığını da gençliğinde olduğu gibi yoğun ve çalışmayla geçiren kimsenin farkına varmadan, yavaş yavaş yaşlanacağını söylüyor Cato, önemli olan ruhunuzun yaşlanmaması. Buna izin vermeyen isanların da yaşlandığı görülmemiştir. Doğal sürecin parçası olarak, yaşayabildiğimiz kadar yaşayıp sonra da öleceğimize göre, yaşadığımız her anı iyi geçirmek, çünkü yaşlılığın ürünü geçen iyi zamanın hatırası ve bereketidir. Yaşlı Cato'nun monologunu bitirdiği temenni ile bu yazıyı tamamlayalım:
"Yaşlılıkla ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Umarım siz de bu çağa erersiniz de, benden duyduklarınızı tecrübe ederek onaylarsınız."


Künye: Cicero, Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine. çev. C. Cengiz Çevik. İstanbul: İş Bankası Kültür Yay., 2017. Baskı.     


>> Satın almak için Kitapyurdu || Oda Kitap 


Mehmet'in yazısı için bkz. || Cengiz'in yazısı için bkz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder