22 Kasım 2016 Salı

MONTBLANC No: 32

Yıllar önce dolmakalem kullanmaya ilk başladığımda yanlış hatırlamıyorsam babam bana Lamy Safari ve Montblanc mürekkep almıştı: Lavender Purple ve Oyster Grey. Bunlar Montblanc'ın  60 ml'lik klasik serisinden mürekkepler, hâlâ satışları var. Çok bereketli mürekkepler olduğunu söylemeliyim, bundan yaklaşık 8-9 yıl önce almıştım ve şişelerin neredeyse yarısı hâlâ dolu.  Kutuların üzerlerindeki güvenlik bantların üzerinde bir de "son kullanım tarihleri" var, buna göre benim bu yılın başında mürekkeplerimi çöpe atmam gerekirdi. Ama mürekkepin son kullanım tarihi olduğuna falan inanmıyorum, ayrıca hâlâ aynı parlaklıkta yazabilen güzel pigmentli mürekkeplerimi niçin çöpe atayım ki. Zamanla yalnızca klasik seriden mürekkep değil aynı zamanda sınırlı sayıda ürettiği mürekkeplerden de almaya başladım, Ink of Love (Kırmızı), Ink of Friendship (Turkuaz), Leo Tolstoy (Skyblue) gibi. Leo Tolstoy mürekkebi aynı zamanda videoda kullandığım mürekkep.



Mürekkeplerini kullanmama rağmen hiç bir Montblanc kalemim olmamıştı, ta ki geçen gün bana alınana dek. :) Gerçi ara ara Meisterstück serisine göz atmıyor değildim, tahmin edersiniz ki bu kalemleri maddi olarak karşılamak epey külfetli bir iş-en azından benim için-o yüzden bir süre sonra yalnızca vitrinde görüp beğendiğim kalemler listesinde kaldılar. İsmi burada ve Klasik Hümanizm videolarında sık sık geçen Murat ustayla tanıştıktan sonra hiç yeni (1.elden) kalem almadım. Onun eline gelen 50lerden, 60lardan, 70lerden kalemler aldım. Eski kalemleri kullandıkça da yeni tarihli kalemlerden iyice uzaklaştım, Lamyler ya da Kawecolar ikici, üçüncü sıralarda düştü. Öyle ki uzun süredir içlerine mürekkep bile çekmiyorum. Kartuşlu oldukları için uçak seyahatelerinde yanıma alıyorum. Mürekkepsiz bırakmadığım ve yanımdan neredeyse hiç ayırmadığım Sheaffer Imperial IV Touchdown ya da Parker 25 ya da Sckriss 71 gibi. :) Mehmet'in blogunda alıntıladığı bir yazıda Montblanc'ın Başkan Yardımcısı Sönke Tornieporth şöyle diyor:
Montblanc’ın bilgisayara yenik düştüğünü söyleyenler var ama bu böyle olmadı. Bizim kalemlerimizi alanlar için yazı bir fonksiyon değil, onlar için tutku.




Montblanc No: 32 1960ların başında Almanya'da üretilmiş bir kalem. Videodan görebileceğiniz gib mürekkep camı diyebileceğimiz bir kısmı var, hemen kapağın vidalandığı yerde. Böylece içinde ne kadar mürekkep kalıp kalmadığını görebiliyorsunuz. Aşağıda fotoğrafta kalemin piston kısmını görebilirsiniz. Vidayı ters yönde çevirdiğinizde pistonun aşağıya doğru indiğini görebilirsiniz, kaleminizi hemen bir mürekkep şişesine batırıp yavaşça vidayı sıkmaya başlayın. Mürekkebin yavaş yavaş hazneye dolduğunu o minik pencereden göreceksiniz. Kalemin sade ve şık tasarımının yanında ucu da ayrı güzel. 14 kr altın, F mi yoksa M mu söylemek gerçekten zor. Videodan da görebileceğiniz gibi hafif bir eğriliği var, bu ucun oblik olmasından kaynaklanıyor. Hem de sağ oblik, yani benim gibi solaklar için ideal. Hafif kapalı uc-benim için-tam kararında esneme yapıyor. Normal çok ıslak yazan kalemleri kullanamıyorum. Fakat bu uç ne kuru kuru yazıyor ne de kâğıdınızı mürekkebe boyuyor. Bence tam da olması gerektiği gibi yazıyor. 





Belki okumuşsunuzdur, bu ayın başında kısa bir süreliğine Dubai'ye gittim. (Anca ilk günü yazabildim, diğer günlere de geleceğim umarım.) Tüm seyahatte en çok neyden keyif aldığımı sorarsanız The Dubai Mall'un içindeki Montblanc mağazasında geçirdiğim 2 saate yakın süreden. :) Mağazayı bulup girme sebebim bu yıl çıkan Shakespeare serisinin Velvet Red mürekkebini almaktı. Türkiye'ye bir türlü gelemeyen bu mürekkebin artık ciddi ciddi tükendiğini düşünüyorum. Zira Dubai'de girdiğim 3 büyük Montblanc mağazasında da bu mürekkep bulunmuyor. Ama şansıma dünyanın en tatlı satıcısına denk geldim, Serouj. Mağazaya kalemlerle ilgili birilerinin sık gelmediğini düşünüyorum, benim mürekkeplerin olduğu yere giderken ki heyecanıma biraz şaşırmıştı Serouj. Sonra kalemler üzerine konuşmaya başlayınca epey keyifli bir muhabbet başladı. Şu aşağıda gördüğünüz deneme çekmecesindeki tüm kalemlerle yazmama izin verdi. :) Bu, Türkiye'ye başınıza gelebilecek bir şey değil maalesef. Almak istediğiniz kalemi bile deneyemediğiniz tuhaf bir satış anlayışı var. Mürekkebi bile rengini görmeden alacağınız neredeyse. Neyse bizdeki sistemi eleştirme konusu başka yazıların olsun.

Aşağıdaki kalemlerin her biri altın uçlu Meisterstück 149. Denemek istediğiniz ucu seçiyorsunuz ve önünüze kâğıdın kenarlarına soğuk baskı ile Montblanc logosu basılmış 1.sınıf kâğıttan bir defter geliyor. Elime almaya bile çekindiğim kalemleri Serouj özellikle tek tek denetti, bunları satın alamayacağımı söylediğim halde. Bu klasik serinin yanında bana-elbette mürekkep çekmeden-limitli Shakespeare serinin dolmakalemini, Tolstoy dolmakalemini, Brahms dolmakalemini ve yeni çıkan Montblanc M serisinin dolmakalemini de denetti. Ne kadar teşekkür etsem az. Satın almak için girdiğim mürekkebi alamadım ama klasik seriden mürekkep alıp mağazadan çıktım, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle. Güzel bir hatıra olarak kaldı bana. 

Bunun üzerine bir Montblanc kaleme sahip olmam da hoş bir tesadüf oldu. 




Son olarak, Montblanc yazarlar serisine neredeyse her yıl yeni bir yazar ekleyerek büyüyor. Bizim de son sayımızda haberler kısmında tanıttığımız Montblanc Tolstoy dolmakalemi ve yeni çıkan Montblanc M dolmakalemi şöyle:





2 yorum:

  1. Melike kardeşim, hayırlı uğurlu olsun ve nazar değmesin şahane kalemine!

    YanıtlaSil
  2. Beni dolma kalem kullandırmaya bu başlatır işte. Müthiş bir şey gerçekten.

    YanıtlaSil