Hep bilinenin aksine içinde başka anlamlar taşıyan clerk, diğer birçok kelimeler gibi, Latinceden gelmektedir: clericus. İngilizceye önce Eski Fransızcadan (clerc), sonra da Eski İngilizceye cleric diye geçmiş, nihayetinde ise clerk de hayat bulmuştur. OED'e göre başlangıçta, "dinî düzendeki adam, din adamı" anlamını taşır. Orta çağdaki âlimler din adamları ile sınırlı olduğu için, tüm okuma yazma, el yazmalarının temize geçirilmesi işlerini (Umberto Eco, Gülün Adı'na göz atın, okuyun derim) hep "clerk"ler yapıyordu, dolayısıyla clerk kelimesi bir yerde âlim anlamını karşılıyordu. Yazı ile ilgili her şey (yani kısaca "her şey") onlardan soruluyor. Eski İngilizcede sözcük aynı zamanda "kralın kâtibi, hesap tutan" anlamlarına da geliyordu, zira seküler otoriteler tarafından sadece okuma-yazma melekeleri için işe alınırlardı. Orta İngilizcede "okuyan-yazan kimse" anlamına genişledi, bu ise 1500'lerde "işe yardımcı, asistan" anlamını aldı. 1790'dan sonra özellikle Amerikan İngilizcesinde clerkship yani kâtiplik, yazmanlık anlamında kullanılmaya başlanmıştır.
Clerk, özünde yazıyı barındırdığı için aynı zamanda logos'u da barındırıyordu diye düşünmekteyim. Haliyle, düşünceyi, kelimeleri, mantığı, diyalogu da içine alıyordu. Bir rahibin bunları bilmesine şaşmamak lazım, onların amaçları yazıyı sökerek Tanrı'ya ("doğruya") yaklaşmak. Haliyle bu uğurda her türlü yoldan gidiyorlar. Orta çağda bir kilise rahibi olduğunuzu, el yazmalarını temize geçirme görevinin size verildiğini düşünün; önünüze Aristotélēs'in Ars Poetica'sının geldiğini düşünün; bunun gibi nice metnin, düşüncenin elinizden geçtiğini de hesaba katmanın yararı var, ister istemez üstünde fikir yürütmeye başlıyor insan. Orta çağ filozoflarının çoğu rahiptir aslen (şaşırdık mı).
P.S. Şimdilerde tartışılan İlahiyat fakültesinden felsefe derslerinin kaldırılmasının ne denli abuk bir karar olduğu görülebiliyor mu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder