Box office terimi taa Shakespeare dönemine dayanmaktadır. Tiyatronun girişinde bilet parası için bekleyen teşrifatçının eline değil önünde bulunan kutuya atılırmış, oyun bedeli olan dört penny, dört penny üç buçuk saatlik canlı bir gösteri için haylice ucuz bir fiyat. Dönemin pennyleri kutu için oldukça büyükmüş, birkaç kişi dört penny attıktan sonra dolarmış. Teşrifatçı kilitli olan kutu alıp sahne gerisine koşarmış, kutuyu odaya atıp, boşunu alırmış. Bu işlemi neredeyse sayılamayacak kadar çok yaparmış, tahmin edersiniz ki Shakepeare oyunları pek revaçtaymış.
Şimdi ‘E be salak, kutuyu büyültsenize’ dediğinizi işitir gibiyim. Tiyatrocular da o denli salak değillermiş, meraklanmayın. Aslında epey de etraflıca düşünmüşler, sebebi; Globe Tiyatrosu*’nun olduğu bölgenin pek nezih bir yer olmayışıymış. Muhit sahipleri genellikle sarhoşlar, serseriler, yankesiciler, fahişelermiş. Bu sınıfın insanları para dolu bir kutu gördüklerinde gözlerini kırpmadan kutuyu alıp kaçabilecek durumdaymışlar. Tiyatro sahiplerinin aldıkları önlem görülen o ki sadece teşrifatçı için külfetli bir işmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder